Son 21 günde 18 kadın evindeki erkek tarafından öldürüldü.
BirGün’ün derlediği habere göre, kasım ayının başından bu güne 18 kadın evindeki bir erkek tarafından katledildi. Bu kadınların 15’i evli olduğu erkek, 1’i oğlu, 2’si erkek kardeşi tarafından öldürüldü. Bu katliamların son örneği ise dün Kocaeli’nde yaşandı. Kezban Göksu adlı kadın evli olduğu Bahri Göksu arasında tartışma çıktı. Bahri Göksu daha sonra tabancayla Kezban Göksu’ya ateş etti. Kezban Göksu olay yerinde hayatını kaybederken, tartışmayı ayırmaya çalışan oğlu Salih Göksu da yaralandı. Olayın ardından kaçan şüpheli Bahri Göksu ise intihar etti. Kadın hakları savunucuları, hane içinde artan kadına yönelik saldırılara tepki göstererek her yerde tehdit altında olduklarını söyledi.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Gönüllü avukatlarından Begüm Osma, devletin kadınları evlerin içinde bile koruyamadığını söyledi. Osma, şu ifadeleri kullandı:
“En korunaklı, en huzurlu, en mutlu, en ait olmamız gereken yer deyince akıllara ilk evimiz gelir. Peki, nasıl oluyor da son 21 günde 18 kadın evlerinin içinde katlediliyor? Kadınların açıkça ve alenen erkek şiddeti ile hızla katledildiği bu süreçte devlet kadınları koruyamıyor. Şiddet gören veya şiddet görme tehdidi altında olan birçok kadının ilgili kurumlara yapmış olduğu başvurular çoğunlukla ciddiye alınmıyor. Biz, herhangi bir karakolun aile içi şiddet bürolarında ‘aile içi mesele, hallolur, sen de fazla abartıyorsun’ şeklindeki beyanlarla kadınların ihbar ve şikâyet isteklerinin kırıldığını biliyoruz. 6284 sayılı kanun gereğince fail aleyhinde verilmiş olan koruma tedbirlerinin etkili bir şekilde uygulanmadığını; erkeklerin uzaklaştırma kararlarının son günlerini bekleyerek kadınları katlettiğini hatta ve hatta uzaklaştırma kararı olmasına rağmen kadınların evlerine kadar girerek kadınları katlettiklerinin farkındayız.”
Osma şöyle devam etti:
“Tam da bu noktada, kadınlar lehine oluşturulan kanunların tek başına uygulanamayacağını bu kanunların usule uygun şekilde uygulanmasının devlet marifetiyle gerçekleştirilmesi gerektiğini söylemekte herhangi bir abes görmüyoruz. İlgili bakanlık ve devlet yetkililerinin kutsal aile olarak adlandırdıkları ev ortamlarında kadınlar katledilirken sormak isteriz ki, kadınlar evde öldürülürken devlet ve mekanizmaları nerede?”