Adalet Bakanı Tunç: “Soykırım ve Savaş Suçlarının Uluslararası Ceza Mahkemesinin Gündemine Elbet Bir Gün Geleceğine İnanıyoruz”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bakanlığının 2024 bütçesinin görüşmelerinde; “Adaletin ve insan haklarının küresel düzeyde ayaklar altına alındığı bir süreçten geçiyoruz. Filistin’de İsrail işgal ettiği topraklarda 7 Ekimden bu yana insanlık suçu işliyor, çocuk, kadın demeden masum sivillerin üzerine bombalar yağdırarak soykırım yapıyor. Hastanelerin, okulların, mülteci kamplarının bombalandığı, insanların aç, susuz bırakılarak göçe zorlandığı, 13 bin Filistinlinin şehit edildiği, öldürülenlerin yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğu bu katliama rağmen Birlemiş Milletler’in huzuruna getirilen ateşkes önerileri maalesef sonuç vermiyor. Tüm bunlara rağmen, soykırım ve savaş suçlarının uluslararası ceza mahkemesinin gündemine elbet bir gün geleceğine inanıyoruz” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumu, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’ın 2022 yılı kesin hesap kanun teklifleri, 2024 yılı bütçe kanun teklifleri ile Sayıştay raporları görüşülüyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç bakanlığının bütçesiyle ilgili yaptığı sunumda şunları söyledi:

“Adaletin ve insan haklarının küresel düzeyde ayaklar altına alındığı bir süreçten geçiyoruz. Filistin’de İsrail işgal ettiği topraklarda 7 Ekimden bu yana insanlık suçu işliyor, çocuk, kadın demeden masum sivillerin üzerine bombalar yağdırarak soykırım yapıyor. Hastanelerin, okulların, mülteci kamplarının bombalandığı, insanların aç, susuz bırakılarak göçe zorlandığı, 13 bin Filistinlinin şehit edildiği, öldürülenlerin yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğu bu katliama rağmen Birlemiş Milletler’in huzuruna getirilen ateşkes önerileri maalesef sonuç vermiyor. Bu durum, Sayın Cumhurbaşkanımızın dünya beşten büyüktür sözünün ne derece anlamlı olduğunu bir kez daha gösteriyor. Tüm bunlara rağmen, soykırım ve savaş suçlarının uluslararası ceza mahkemesinin gündemine elbet bir gün geleceğine inanıyoruz. Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistinli kardeşlerimizin hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz. Acıların bir an evvel sona ermesini temenni ediyor, bu insanlık dışı saldırılarda ve gerçekleştirilen soykırımda şehit edilen masum insanlara Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. İnsanlık suçunu işleyen saldırganları huzurlarınızda bir kez daha lanetliyorum.

“DEMOKRASİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ; KAMU GÜVENLİĞİNİN, SOSYAL BARIŞIN, TOPLUMSAL İLERLEMENİN VE EKONOMİK BÜYÜMENİN TEMEL ŞARTIDIR”

Demokrasi ve hukukun üstünlüğü; kamu güvenliğinin, sosyal barışın, toplumsal ilerlemenin ve ekonomik büyümenin temel şartıdır. Aynı şekilde, hak ve özgürlüklerin yegane güvencesinin de demokratik hukuk devleti olduğu kuşkusuzdur. Demokratik hukuk devletinin tahkim edilmesi, temel hak ve özgürlüklerin korunup geliştirilmesi, yargının bağımsızlığı yanında tarafsızlığının da sağlanması hedefi doğrultusunda son yıllarda reform sayılacak önemli adımlar attık. Bu kapsamda; Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısını daha demokratik hale getirdik.Yüksek Askeri Şura’yı yeniden yapılandırdık. Sıkıyönetim ilanına izin veren Anayasa hükümlerini yürürlükten kaldırdık. Devlet güvenlik mahkemelerini ve özel yetkili mahkemeleri kaldırdık. Askeri mahkemeleri, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ni kaldırarak yargıdaki sivil ve askeri yargı ayrımına son verdik. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu ve Anayasa Mahkemesi’ni yeniden yapılandırdık. Seçilen üye kaynaklarını çeşitlendirdik ve seçim usulünü değiştirdik. Anayasa’daki ‘Geçici Madde 15’i yürürlükten kaldırmak suretiyle darbecilere yargı yolunu açtık. Kişisel verilerin etkin biçimde korunmasını, bilgi edinme hakkını Anayasal ve yasal güvenceye kavuşturduk. Kamu denetçiliğinin kurulmasını sağlayarak herkese idarenin işleyişi ile ilgili şikayetlerde hak arama yolunu güçlendirdik. Kadın hakları, çocuk hakları, engelli ve yaşlılarımız ile şehit aileleri ve gazilerimize pozitif ayrımcılık düzenlemelerini hayata geçirdik. Milletvekili seçilme yaşını otuzdan on sekize düşererek gençlerin de temsilinin önünü açtık. Sendikal hakları güçlendiren, memura toplu sözleşme hakkı getiren Anayasal düzenlemeleri hayata geçirdik. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini sağladık, millet hakimiyetine dayanan daha güçlü demokrasi için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçerek halkın yürütmeyi doğrudan belirlemesi imkanını sağladık, demokrasimizi güçlendirdik. Temel Kanunlarımızın tamamını yenileyerek çağımızın ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirdik. Gerek Kanunlarımızın yenilenmesi gerekse Anayasa’da gerçekleştirdiğimiz reformlarla önemli mesafeler kaydetmiş olsak da halen yeni bir Anayasaya ihtiyaç duyduğumuz açıktır. Darbe döneminde hazırlanan mevcut Anayasa’nın, hukukun üstünlüğünü esas alan bir anlayışla hak ve özgürlükler çerçevesinde yenilenmesi elzemdir. Bugüne kadar Anayasamızda 19 değişiklik paketi ile 184 değişiklik yapılmış ve 200’den fazla noktaya temas edilmiştir. Zaman içerisinde Anayasamızın yeknesaklığı bozulmuş ve adeta yamalı bir bohça haline gelmiştir. Bu, herkes tarafından kabul gören bir gerçektir.

Bu itibarla demokratik, kuşatıcı, temel hak ve özgürlükleri öne alan, toplumun her kesiminin görüşlerini ihtiva eden ve büyük bir mutabakatla kabul edilecek yeni ve sivil bir anayasa yapmak milletimize olan borcumuzdur.

“DEPREMDE HASAR GÖREN ADALET BİNALARIMIZ İÇİN 531 MİLYON 309 BİN 755 TL HARCAMA GERÇEKLEŞTİRDİK”

Depremden etkilenen illerimizde adalet hizmetlerine ilişkin hususları da komisyonumuza arz etmek istiyorum. 6 Şubat’ta gerçekleşen 11 ilimizi etkileyen dünya tarihinin en büyük depreminin yol açtığı zarar adalet hizmetlerini de doğrudan etkilemiştir. Adalet teşkilatı olarak hızlı bir planlamayla tüm imkanlarımızı bölgeye seferber ettik ve önlemleri gecikmeksizin aldık. Bu kapsamda öncelikle kimsenin hak kaybına uğramaması için Olağanüstü Hal Kapsamında ‘Yargı Alanında Alınan Tedbirlere İlişkin 120 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ yayımlanmıştır. Bölgede adli soruşturmaların gerçekleştirilebilmesi için 1000 hakim ve savcı ilaveten görevlendirilmiş, delillerin ivedilikle toplanması için mimar, inşaat mühendislerinden oluşan 984 bilirkişi bölgeye sevk edilmiş, vefat eden vatandaşlarımızın DNA ve kimlik tespitleri için 538 adli tıp uzmanı görevlendirilmiştir. Kardeş adliye projesi kapsamında 8 bin 951 adliye personeli bölgeye gönderilerek yargı hizmetlerine destek olmuşlardır. CEKUT da 326 arama-kurtarma ekibiyle 41 vatandaşımızı canlı olarak enkazdan kurtarmıştır.

Ceza infaz kurumlarının ağır hasar görmesi nedeniyle 12 bin 638 hükümlü ve tutuklu başka bölgelere nakledilmiştir. Bakanlığımıza ait tesisler 7 bin depremzedeye ev sahipliği yapmıştır.

Depremden etkilenen 11 ilimizde bulunan, Bakanlığımıza bağlı 108 hizmet binası ile 89 lojman binasının hasar tespitlerini ivedi şekilde yaptık. Depremde ağır hasarlı adliye sayısı 15’tir. Ayrıca 2 denetimli serbestlik hizmet binasının, 11 ceza infaz kurumunun, 253 daireli 20 adalet lojman binasının da ağır hasarlı olduğunu tespit ettik. Depremden etkilenen Malatya adalet binasının ihale sürecini tamamlamış bulunmaktayız. Adana-Karataş, Adıyaman-Besni, Hatay-Samandağ, Şanlıurfa-Birecik, Şanlıurfa- Suruç, Şanlıurfa-Viranşehir ve Şanlıurfa Ek adalet binalarının ihale işlemleri ise devam etmektedir. Yine hasar ve ihtiyaç durumunu dikkate alarak deprem bölgesinde yer alan 32 adalet binası, 2 bin 304 daireden oluşan adliye personel konutu ve 13 ceza infaz kurumu projesini 2024 yılı yatırım programına teklif ettik. Tüm bunların yanında depremde hasar gören adalet binalarımız için tadilat, lojistik, ikmal ve diğer hizmetler için Bakanlık olarak ekim ayı itibarıyla 531 milyon 309 bin 755 TL harcama gerçekleştirdik.

“DEPREM BÖLGESİNDE ŞİMDİYE KADAR TOPLAMDA 131 YENİ MAHKEME KURDUK”

Deprem nedeniyle yargının iş yükünün arttığının ve önümüzdeki süreçte de artmaya devam edeceğinin farkındayız. Bu çerçevede yapmış olduğumuz analize dayalı olarak deprem bölgesinde şimdiye kadar toplamda 131 yeni mahkeme kurduk. Kurulan mahkemelerin; 2’si adli yargı istinaf, 2’si ise idari yargı istinaf dairesidir. Deprem bölgesinde görev yapan hakim ve savcı sayısını da artırmış bulunmaktayız. Son Kararname ile de bölgeye ilave 221 hakim ve savcı ataması gerçekleştirdik. Gaziantep’te gerçekleştirdiğimiz “Deprem Bölgesi Değerlendirme Toplantısı”nda ortaya çıkan görüşler doğrultusunda deprem bölgesindeki bazı idari davaların daha hızlı sonuçlandırılmasına yönelik düzenleme içeren 7471 sayılı Kanun 9 Kasım 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yaptığımız düzenlemeyle yeni usulde idari yargıda, kapsama giren davalarda ortalama yargılama süresinin (tebligat süreleri hariç) 735 günden 178 güne ineceğini öngörmekteyiz.

“11 MİLYON 472 BİN 298 DERDEST DOSYA BULUNMAKTADIR”

Yargı teşkilatımızın iş yüküne ilişkin bazı bilgileri komisyonumuza arz etmekte yarar görüyoruz. 2023 yılı Kasım ayı itibarıyla; Cumhuriyet başsavcılıklarında 5 milyon 895 bin 940, ilk derece mahkemelerinde 3 milyon 791 bin 842, istinaf mahkemelerinde 1 milyon 213 bin 434, temyiz mahkemelerinde ise 571 bin 82 olmak üzere toplam 11 milyon 472 bin 298 derdest dosya bulunmaktadır. 2022 yılında yargı teşkilatımızın ilk derece, istinaf ve temyiz olmak üzere 12 milyon 147 bin 3 toplam dosyada karar verilmiştir. Nüfus, ekonomik ilişkiler ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak yargının iş yükü sürekli artmaktadır. Bu kapsamda, iş yükündeki artışı karşılayacak şekilde yargı teşkilatının kapasitesini güçlendirmeye devam ediyoruz.

Hakim ve savcı sayısı 2002 yılında 9 bin 349 iken; bugün bu sayıyı yüzde 155 artışla 23 bin 788’e çıkardık. 2002 yılında 100 bin kişiye, düşen hakim sayısı 9.40 iken; bugün 19.02, savcı sayısı ise 4.97 iken bugün 8.91 olmuştur. Toplam kadın hakim ve savcı sayısı 2002 yılında bin 847 iken bugün bu sayıyı yüzde 380 artışla 8 bin 859’a çıkardık.

Ayrıca 23-24 Aralık 2023 tarihlerinde yapacağımız sınav ile toplamda bin hakim ve savcı yardımcısı alımı yapacağımızı da belirtmek isterim. Aynı artışı personel sayısında da gerçekleştirdik. 2002 yılında personel sayımız 51 bin 681 iken; bu sayıyı yüzde 220’lik bir artışla bugün 165 bin 31’e çıkardık. Vatandaşlarımızın davalarının bir an önce görülmesi için mahkeme sayılarında da önemli bir artış sağladık. 2002 yılında, adli yargıda 3 bin 581 olan mahkeme sayısını yüzde 98 artışla; bugün için 7 bin 118’e çıkardık. İdari yargıda 146 olan mahkeme sayısını 221’e yükseltilerek yüzde 51 artış sağladık. İhtisas mahkemelerinin sayısını da artırdık. İhtisas mahkemelerinin sayısı 2002 yılında 986 iken bugün için yüzde 64 artışla bin 615 olmuştur. Malumunuz olduğu üzere geçtiğimiz süreçte hayata geçirdiğimiz reformların en önemlilerinden biri de hakim ve savcı yardımcılığı müessesesidir. Yeni uygulamayla hakim ve savcı adaylığı müessesesini kaldırıdık. Yeni sistemde, hakim ve savcı yardımcılığı süresi üç yıldır. Hakim ve savcı yardımcıları, temel eğitim döneminin, ara eğitim dönemlerinin ve son eğitim döneminin sonunda toplamda dört yazılı sınava tabi tutulacaktır. Ayrıca son eğitim dönemini bitiren hakim ve savcı yardımcıları sözlü sınava girecekler. Bu suretle, uygulamanın farkındalığı ile yetişen hakim ve savcı yardımcıları göreve başlarken mesleğe intibak sürecini çok daha rahat geçirecektir.

Hükümetlerimiz döneminde, Bakanlığımıza ayrılan bütçe miktarı, adalet hizmetlerinin daha etkin bir şekilde sağlanabilmesi için yıllar içerisinde artırılmıştır. 2002 yılında Bakanlığımız bütçesinin merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı yüzde 0,83 iken, bu oran 2024 yılı teklifinde yüzde 1,67’ye yükselmiştir. 2024 yılı teklifinde Bakanlığımıza tahsisi öngörülen toplam bütçe miktarı: 198 milyar 703 milyon 54 bin TL’dir. Bakanlığımız 2022 Yılı Kesin Hesabına ilişkin de bazı bilgileri paylaşmakta fayda görüyorum. 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bakanlığımız hizmetlerinin yerine getirilebilmesi için 33 milyar 323 milyon 466 bin TL ödenek tahsis edilmiştir. Yıl içinde 16 milyar 293 milyon 161 bin 208 TL eklenmiş olup yıl sonu itibarıyla ödenek toplamı 49 milyar 616 milyon 627 bin 208 TL olmuştur. Yıl sonu itibarıyla; personel ve sosyal güvenlik giderleri için 32 milyar 549 milyon 124 bin 880 TL, mal ve hizmet alımları için 10 milyar 554 milyon 682 bin 216 TL, cari transferler için 1 milyar 73 milyon 40 bin 414 TL, sermaye giderleri (Yatırımlar) için 4 milyar 516 milyon 881 bin 640 TL, sermaye transferleri için 925 milyon 383 bin 500 TL olmak üzere, ödenek üstü harcamalarla birlikte toplamda 49 milyar 619 milyon 112 bin 651 TL harcama gerçekleşmiştir. Ayrıca Sayıştay denetimine ilişkin bazı hususları da bilgilerinize arz etmek isterim. Denetimde yer alan bulgular ciddiyetle incelenmekte ve gerekli çalışmalar yapılmaktadır. 2022 yılı Raporunda tespit edilen hususlarla ilgili olarak kurumlarla iletişim halinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sayıştay Raporu’nda herhangi bir kamu zararı bulunmadığını, yani Sayıştay’ın kamu zararına sebebiyet veren herhangi bir tespitte bulunmadığı hususunu özellikle arz etmek isterim. Bulgular, büyük oranda muhasebe sistemine ilişkindir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir