Özel, CHP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, bugün CHP Grubu olarak milletvekili sayısında ilk artışı birlikte yaşayacaklarını belirterek, Bağımsız İstanbul Milletvekili Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu’nu kürsüye davet etti.
Yanıkömeroğlu’nun, Ortadoğu Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden mezun, dirençli kentler uzmanı, kadın politikaları konusunda da çok önemli çalışmalar yapmış birisi olduğunu ifade eden Özel, “Baba evine yaptığımız çağrıya kulak vererek bizimle birlikte olan kıymetli milletvekilimizi bundan sonra İstanbul 3. bölgede… Zaten bir kadın milletvekilinin 3. bölgede çok eksikliğini hissediyorduk. Depreme karşı verilecek çalışmalarda Meclisteki yapıcı muhalefetimizde kendisine çok yük düşecek ve emek verecek, grubumuza ‘hoş geldin’ diyorum.” diye konuştu.
Özel, Yanıkömeroğlu’na rozet taktı
Yeni bir üye kampanyası başlattıklarını bildiren Özel, “Hep birlikte baba ocağının kapılarını ardına kadar açıyoruz.” dedi.
Grup toplantısına Meclis’i gezmeye gelen öğrencilerle birlikte fotoğraflar çektirdiği için gecikmeli katıldığını ifade eden Özel, “Gençlerin gözündeki ışıltıyı görüyorum. Gençlik kolları başkanım gençleri davet edin. Bayrak asmaya, broşür dağıtmaya değil bu partide siyaset yapmaya, bu partiyi geliştirmeye, güçlendirmeye ve iktidara taşımak için gençleri davet edin. CHP’ye üye olmayan ancak ilgi duyan gençlere buradan sesleniyorum; Gelin, bu partiye kayıt olun. Siyaset yapın. Size çok ihtiyacımız var.” çağrısında bulundu.
Özel’in konuşması sırasında grup toplantı salonunda bulunan 18 yaşındaki ikiz kardeşler Mustafa ve Muhammet Güney partiye üye olmak istediklerini söylediler. Bunun üzerine Özel, ikiz kardeşleri kürsüye davet ederek gençlik kolları başkanından üye kayıt formunu istedi. İkiz kardeşlerin parti üyeliklerinin yapılmasının ardından Özel, Muhammet Güney’in hem referansını imzaladı hem de kendi parti rozetini taktı.
Özel, konuşması sırasında geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden CHP TBMM Grup Müdürü Levent Bayraktar’ı rahmetle andı, birlikte yaptıkları çalışmalardan bahsetti.
TBMM’nin 104. kuruluş yıl dönümünün dün kutlandığını anımsatan Özel, “Birileri aksini söyleyip tarihi bir gaf yapmış olsa da bu Meclis belki de bu dünyada tek sandıkla, demokrasi ile kurulmuş Meclistir. Bu ülke Meclisten sonra kurulmuş ülkedir. Bu Meclis, savaşı yürütmüş ve Cumhuriyeti ilan etmiş bir Meclistir. Biz de Ata’mızın vasiyetine uygun olarak ilk kongremiz olan Sivas Kongresi’nden bu yana millet iradesine saygılı olduk, saygılı olmaya da devam edeceğiz.” dedi.
“Türkiye sorunlarını aşamayan bir ülke haline geldi”
Cumhuriyetin ilk 15 yılında yüzde 196 büyüme sağlandığını; Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki devrimci anlayıştan uzaklaşan Türkiye’nin yanlış politikalar sonucu sorunlarını aşamayan bir ülke haline geldiğini belirten Özel, “Son 20 yılda bunu iliklerimize kadar hissettik.” ifadesini kullandı.
Zengin ve adil bir Türkiye’yi inşa etmenin yolunun 3 alanda adaleti sağlamaktan ibaret olduğunu dile getiren Özel, bunlardan ilkinin hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir ülke ve mahkemelerdeki adalet olduğunu; ikincisinin eşit haklar, eşit yurttaşlık için sosyal adalet; üçüncüsünün ise adil gelir paylaşımı ile ekonomik adalet olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir anayasa devleti olduğunu vurgulayan Özel, sahip çıktıkları maddelerin yanında eleştirdikleri ve değiştirilmesini istedikleri maddeler olabileceğini kaydetti. Özel, insanların canı ve malı güvende olacaksa en üstteki Cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkesin anayasaya bağlı olacağını belirterek, “Bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine en kıdemli devlet memurundan Cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir.” diye konuştu.
“Taksim’i 1 Mayıs’a açın”
Özgür Özel, anayasaya uymanın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, Anaya Mahkemesinin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olacağının altını çizerek, “1 Mayıs geliyor. 1 Mayıs Taksim’de kutlanması gereken, hak olan işçi bayramıdır. 1 Mayıs’ta işçiler Taksim’e çıkmak, Taksim’de kutlamak, kanlı 1 Mayısların matemini, gelecekteki güzel günler için mücadeleyi orada yaşamak istiyorlar. Bir zamanlar Taksim 1 Mayıs’a yeniden açıldığında övünenler şimdi yasaklıyorlar, izin vermiyorlar. Taksim’e gitmek isteyenlerin karşısına dikilip kendisi de birer emekçi, kamu personeli olan polise kanunsuz emirler veriyorlar. Anayasa’ya aykırı emirler veriyorlar.” dedi.
1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nın kutlamalara açılması konusunda DİSK’in Anayasa Mahkemesine gittiğini ve başka mahkemeleri de kazandığını aktaran Özel, şöyle konuştu:
“Yargı, ‘Taksim 1 Mayıs’ta açık olsun’ derken hala Taksim’i 1 Mayıs’ta kapalı tutmak bir kompleksten, bir evhamdan, boşa bir kaygıdan başka bir şey değildir. Siz Taksim Meydanı’nı egemenliğinizin bayrağı görürseniz ve oraya insanların çıkmasını size karşı bir şey sanırsanız zaten siz aslında egemen değil, muktedir değilsiniz demektir. Oysa o Taksim açıksa, işçiler, öğrenciler, cumartesi anneleri, hak arayan herkes istediğinde çıkıp hakkını arayıp oradan evine dönüyorsa ‘sen muktedirsin’ demektir. Ordu gücüyle, jandarmayla, polisle, panzerle korunmaya başlandıysa egemenlik elden gitmiş demektir. Onun için buradan çağrım, özgüvenle işçilere inanarak, güvenerek, Taksim’i 1 Mayıs’a açın. Kontrol noktalarında polisin yanında DİSK, üzerimize düşerse CHP birer görevlisiyle kontrol noktasından başlayarak tansiyonu düşürerek, içeriye bir tek 1 Mayıs dışı pankart sokmayarak ve orayı bir karnaval, bir şölen, bir kutlama, bir bayrama yakışan, kanlı 1 Mayısların yasına, matemine yakışan şekilde kutlanmasına izin vermek ve 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını sağlamak bugünkü iktidarın kendi için yapabileceği en doğru iştir. Yasaklarsanız, engellerseniz, gaz sıkarsanız, o zaman belki o gün, o meydanın işçilere, emekçilere açılmasını bir başka 1 Mayıs’a bırakırsınız. O 1 Mayıs artık siz olmazsınız çünkü bittiniz, tükendiniz demektir.
Buradan karar alıcılara sesleniyorum, var mısın? Ben kefilim orada olacağım. İşçilerle birlikte bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın. 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz. Elimiz emekçinin elidir. Elimiz, barışın elidir. Elimiz, özgüvenin elidir’. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir. Emekçilerin, elini havada bırakmayınız. Elimizi havada bırakmayınız.”